Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, yoğun bakımlarda rutin olarak kullanılan ve hayat kurtaran ECMO (Extracorporeal membrane oxygenation) cihazının son yıllarda ülkemizde daha fazla kullanılmaya başlanması oldukça yeni. Bu cihaz kalp veya akciğerinde hasar olan ve normal yoğun bakım şartlarındaki tedavilere yanıt vermeyen hastalara uygulanıyor. ABD'de uzun yıllar çalıştığı merkezlerde, başka hiçbir yöntem ile kurtarılamayan birçok hastayı bu cihaz yardımı ile kurtardıklarını söyleyen Çocuk Kardiyoloji Uzmanı ve İstanbul Medipol Üniversitesi ile Katar’da Cornell Üniversitesi ile bağlantılı Sidra Medicine Hastanesi Çocuk Kalp Aritmi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Volkan Tuzcu, cihazın Türkiye’de yakın zamanda önem kazanmaya başladığına dikkat çekerek, “Son yıllarda konuyla ilgili önemli adımlar atılmış durumda. SGK’nın da karşıladığı bu yöntemin yoğun bakım ünitelerinde daha sık kullanılması nedeniyle ECMO konusunda eğitimli daha fazla yoğun bakım uzmanına ihtiyacımız var” diyor. 

AĞIR HASTALARDA HAYAT KURTARAN CİHAZ 

Ağır kalp ve akciğer hastalarının kaybedilme nedenlerinin başında solunum cihazına ve ilaç desteğine yanıt vermeyen kalp ve akciğer sorunları geliyor. Prof. Dr. Volkan Tuzcu, "Bu şekilde ağırlaşan ve ölen hastaların yaklaşık yüzde 60’ ının ECMO ile kurtulabildiği düşünüldüğünde, bu konudaki bilincin artırılması ve hastaneler ile buralarda görevli tüm uzmanların ECMO hakkında eksiksiz bilgilendirilmesi gerektiği görülecektir. Bilimsel çalışmalar yeni Koronavirüs’ün kardeş hastalığı (çok daha ağır seyreden tipi) olan MERS-Koronavirüs hastalarında uygulandığında, ölüm oranının ECMO’ ya konan hastalarda ECMO uygulanmayanlara göre yüzde 35 azaltıldığını göstermektedir” diyor. Tuzcu, dünya çapındaki ECMO uzmanlarının, yeni tip Koronavirüs’te en az bu oranda hatta daha fazla sayıda ağır hastanın kurtarılabileceğini düşündüğüne dikkat çekerek Japonya’da ki gibi yçalışmaların da bunu desteklediğini söylüyor.

Japonya’da yapılan çalışma, ağır Koronavirüs hastalarının ECMO sayesinde iyileştiklerine dikkat çekiyor. Japonya Yoğun Bakım Derneği ve Akut Tıp Birliği gibi kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen ve 300 hastaneyi içeren çalışma, çok ağırlaşan yeni Koronavirüs hastalarının 23’ünün hiçbirinde ECMO uygulaması sonrası ölüm görülmediğini gösteriyor. Bu çalışma yayınlandığında, 23 hastadan hiçbirinin ölmediği ve 12 hastanın ECMO tedavi sürecini bitirerek iyileşme sürecine geçtikleri belirtiliyor. 

Sürekli Kilo Verip Geri Almanın Matematiği Çözüldü Sürekli Kilo Verip Geri Almanın Matematiği Çözüldü

ÖZELLEŞTİRİLMİŞ TIBBİ TEKNİKLERİN KULLANIMI GEREKİYOR

ECMO tedavisinin özelleştirilmiş tıbbi tekniklerin kullanımını gerektirdiğini söyleyen doktorlardan Shinhiro Takeda, ECMO’nun kritik durumdaki hastaların belirli bölümünü kurtarabildiğinin açıkça görüldüğüne ve ülke çapında bu tedavinin duyarlılığını artırmak için çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Tedavi sürecinde ECMO bedenin kan pompalama gibi solunumsal ve dolaşımsal işlemleri gerçekleştirmesine yardımcı oluyor. Bu sayede ilaçlar ve hastanın bağışıklık sistemi ile virüse karşı verdiği savaşta kalp ve akciğerler dinlenme fırsatı bulmuş oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Çin tarafından ortak hazırlanan bir rapora göre laboratuvar testleriyle teşhis edilen Koronavirüs vakalarının yüzde 80’i hafif ve orta derecede semptom gösterirken hastaların yüzde 6.1’i kritik duruma ulaşıyor.

ECMO Cihazı Nedir?

ECMO Cihazı özel bir tür kalp akciğer pompası olarak tanımlanıyor. Cihazın kullanılış amacının, kalp ya da akciğerinde ağır problem olan hastalarda bu organların görevinin, geçici olarak bu cihaza devredilmesi ve bu sırada devam eden tedavilerle dinlenmeye alınan akciğer ya da kalbin düzelmesine şans verilmesi olduğu belirtiliyor. ECMO hastaya 3 - 4 haftaya kadar süren (uzun süreli) destek sağlıyor. Buna karşın normal kalp akciğer pompası bu desteği saatlerle sınırlı çok kısa sürede veriyor. Ayrıca kalp akciğer pompasında ölümcül kanamalara ECMO ya göre çok daha fazla rastlandığına dikkat çekiliyor.

HANGİ HASTALARI HAYATA DÖNDÜRÜYOR?

  • Kalp ameliyatı sonrası yoğun bakımda kötüleşen hastalar
  • Ağır zatürre geçirenler
  • Sepsis gibi ağır enfeksiyonu olan bazı hastalar
  • Yenidoğan bebekler arasında ağır akciğer ve solunum sıkıntısı olanlar
  • Ağır kalp krizi sonrası veya değişik nedenlere bağlı akciğer ya da kalp yetmezliği gibi sorunları bulunanlar. 

BATI ÜLKELERİNDE RUTİN OLARAK UYGULANIYOR 

Prof. Dr. Volkan Tuzcu, cihazın belirli büyüklüğün üzerindeki tüm yenidoğan, çocuk ve erişkin yoğun bakımlar ile açık kalp ameliyatı yapılan hastanelerin tümünün yoğun bakım servislerinde bulundurulması gerektiğini söylüyor ve “Batı ülkelerinde bu böyledir. Bu cihaz ülkemizde büyük merkezlerimizde mevcut olmakla birlikte ECMO kullanan özel eğitimli hemşire, perfüzyonist ve doktorların sayısının da mutlaka artması gerekir” diyor. 

BAZI AMBULANS VE AMBULANS HELİKOPTERLERDE DE OLMALI 

Gelişmiş yoğun bakım servislerinin vazgeçilmez tedavi yöntemi olan ECMO, bazı hastalarda suni canlandırma sonrasında da gerekebiliyor.“Daha küçük hastanelerin yoğun bakımlarında olmasa da, hastalar cihazın bulunduğu hastanelere transfer edilebiliyor” diyen Tuzcu, bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi, hastaların ihtiyaç anında ECMO’nun mobil olan şekli ile özel ambulanslar veya ambulans helikopter/ uçak ve özel eğitimli ekiple bulundukları hastanelerden alınabileceğini de belirtiyor

Ekstrakorporal membran oksijenizasyonu (ECMO) hayatı tehdit eden kalp ve akciğer yetmezliği durumlarında, bu organların görevini üstlenen bir makinedir. Amaç büyük bir damardan kanülasyon aracılığı ile kanı makineye alıp, oksijenizasyonunu sağlayıp yine büyük bir damar yolu aracılığı ile kanı tekrar hastaya vermektir. Aslında mantığı koroner bypass ameliyatlarında yapılan işlem ile aynıdır. ECMO hastanın hayatını kurtarabilir ancak hastanın hastalığını iyileştirmez.1

Bu cihaz 70’lerin sonlarında, daha az kompleks ve sürdürülebilir tedavi seçeneği olarak “şok akciğer sendromu”, “yetişkin kapiller kaçış sendromu” ve kardiyopulmoner yetmezlik için ameliyathane dışına çıkmıştır. Ancak 1979 yılında yapılan randomize kontrollü bir çalışmada mortalite oranları oldukça yüksek çıkınca bu heyecan yaklaşık 30 yıllık bir durağanlığa dönüşmüştür. Bunu takip eden 80’ler ve 90’lardaki çalışmalar sıklıkla hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır.

ECMO’nun 1950’lerde ortaya çıkışı, sonrasında yoğun bakımlarda kullanılmaya başlanması, potansiyel endikasyon yelpazesinin giderek genişlemesi, sonuçların daha iyi olmaya başlaması ile halen önemli kanıt engelleri olsa da Acil Servislerde, ECMO’nun erken dönemde uygulanması için ciddi bir ilgi mevcuttur. Uygulamanın kompleks olması ve yan etkileri, yaygın kullanımını, rutin prosedür olarak uygulanmasını engellemektedir.

Bakan KOCA Türkiye'de 130 adet ecmo cihazı olduğunu açıklamıştı.

Editör: TE Bilişim