Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetleri, yıllardır sistemin bel kemiği olarak görülüyor. Ancak artık o belkemiğinde derin çatlaklar var. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları, yoğun bürokrasi, yetersiz ücret politikaları ve baskı altındaki performans sistemleri nedeniyle sessiz bir tükenişin eşiğinde.

“Puan Toplama Yarışı”na Dönen Sağlık Hizmeti

Son yıllarda yürürlüğe konulan yeni yönetmelikler, puan sistemleri ve teşvik düzenlemeleri, sağlık hizmetini amacından uzaklaştırdı. Kağıt üzerinde performans ve hedef odaklı sistemler övülüyor; ancak sahadaki tablo bambaşka. Hedef tutmazsa maaş düşüyor, denetimden düşük puan gelirse kesinti yapılıyor.

Fizyoterapist Simge Bayram'ın Öldüğü Kazada Ehliyetsiz Sürücü Tutuklandı
Fizyoterapist Simge Bayram'ın Öldüğü Kazada Ehliyetsiz Sürücü Tutuklandı
İçeriği Görüntüle

“Sanki sağlık hizmeti, rakamlara sığacak kadar basitmiş gibi!” diyen sağlık çalışanları, artık “hizmet” değil, “puan” üretmek zorunda bırakıldıklarını söylüyor.

Denetim mi, Baskı mı?

Denetim mekanizmalarının artırılmasıyla birlikte aile sağlığı merkezlerinde rehberlikten çok cezalandırma anlayışı yerleşmiş durumda. Bazı illerde ekipler habersiz denetimlerle sahaya iniyor, çalışanların şerh düşme hakkı bile fiilen engelleniyor. Sonuç: maaş kesintileri, puan düşürmeleri, hatta sözleşme iptalleri.

Bu tablo, sağlık çalışanlarının motivasyonunu yok ederken, halkın sağlık hizmetine erişimini de dolaylı olarak zayıflatıyor.

Maaş Artışı Enflasyon Karşısında Eriyor

2026 yılının ilk yarısı için %21 civarında zam gündemde. Ancak Merkez Bankası’nın %31–33 enflasyon beklentisi göz önüne alındığında, bu artışın gerçekte hiçbir anlamı kalmıyor. Hakem kurullarıyla belirlenen maaş artışlarının önceden belli bir senaryonun parçası olduğunu düşünen çalışanlar,

“Oyun aynı, kaybeden yine emek” diyor.

Tükenmişlik Artık Bir Veri Değil, Gerçek

Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları artık sadece iş yüküyle değil, duygusal yıpranmışlıkla da mücadele ediyor. Sabah başlayan yoğun hasta trafiği, öğleye kadar bitmeyen formlar, akşam yapılan bildirimler… Bir de üstüne, sürekli bir “ceza almama” çabası.

Birçok hekim ve hemşire, “Artık dayanacak gücüm kalmadı” diyerek istifa ediyor. Yetersiz çalışma koşulları, özlük haklarının gerilemesi ve ekonomik sıkıntılar, birinci basamak sistemini tehdit eden en ciddi krizlerden biri haline geldi.

Çözüm Belli, Niyet Eksik

Aile hekimliği sisteminin yeniden güçlendirilmesi için yapılması gerekenler aslında net:

  • Denetimler cezalandırma değil, rehberlik esasına dayanmalı.

  • Puan sistemi sadeleştirilmeli, hizmetin niteliği öncelikli olmalı.

  • Gerçek enflasyon oranlarına göre adil maaş artışları yapılmalı.

  • Hekim ve sağlık çalışanları, karar mekanizmalarına dahil edilmeli.

Ancak tüm bu adımların atılması için “niyet” gerekiyor. Çünkü artık sorun teknik değil, tamamen politik bir hal aldı.

“Birinci Basamak Sağlık Sistemi Kaybedilirse, Toplum Sağlığı Kaybedilir”

Aile hekimliği, Türkiye’nin “Sağlıkta Dönüşüm” sürecinin en değerli kazanımlarından biriydi. Fakat bugün bu sistem, çalışanlarını yoran, baskılayan ve değersizleştiren bir yapıya dönüştü.

“Bu sessiz çığlık duyulmazsa, sadece aile hekimliği değil, toplum sağlığı da kaybeder.”