Özellikle kamu hastanelerinden sağlık hizmeti almaya ve şifa bulmaya gelen bazı hastaların gereksiz ve yersiz şikayetleri...

Tedaviye müdahale etmeleri...

Uygulanması mümküm olamayan istekleri...

Hem sağlık personelini, hem de hekimleri illallah ettirmiş durumda bizden söylemesi!

***

Aslında yazımızın başlığı bir hekimin sosyal medyada paylaştığı metnin son cümleleri...

Bütünü ise şöyle:

"Hastaların iğne, serum talebi geri çevriliyor. Buna müdahale edilsin' diye yazmış hasta. 'Poliklinikte sıra bulamıyorum', ya da 'hekim bana yeterli süre ayıramıyor' diye değil... İstediği serumu yapmıyor diye şikayet ediyor. Kusura bakmayın dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık sistemi bu şımarıklığı kaldırmaz" diyor...

Bizi bu hallere getirenler utansın!

Serum demişken...

Kadınların kırmızı parlak şeylere merakını anlatmak için kullanılan "Üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun!" diye bir söz var ya!

Ya da, "İlle de roman olsun ister çamurdan olsun..." şarkı sözü...

Ha işte!

Acil servislere başvuran ve hastalığın durumuna göre seruma katılan bildiğimiz B vitamini var ya!

Hani serumun rengini sarıya döndüren!

İşte serumun içinde sarı renk yoksa hastalarda başlıyor bir huzursuzluk...

"Doktor bey benim bir yakınım da aynı şikayetlerle hastaneye geldi. Sarı serum taktılar. Çok iyi gelmiş. İyileşti. Bana da sarı serum takın!"

Hadi burdan yakın şimdi!


Sağlıkçılar arasında, sarı serum= kutsal su ironisi ayyuka çıkmış durumda...
İlle de sarı olsun yani...

Büyük bir ihtimalle bazı hastalarda psikolojik olarak sarı serumun iyileştirici özelliği olduğu düşünülüyor...

***

Memurlar Masaya Bu Teklifle Gelecek Memurlar Masaya Bu Teklifle Gelecek

Evet, dönelim yazımızın başına...

Doktor paylaştığı metinde , "Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık sistemi bu şımarıklığı kaldırmaz..." dedi ya!

Alın size hastadan sağlıkçıya söylenen sözlerden birkaç örnek daha:

"İğne yaparken nasıl acıtırsın!"

"Bilerek mi bu kadar bastırıyorsunuz?"

"Niye bu kadar bekletiyorsun?"

"Dediğimi yapmazsan seni şikayet ederim. Haritadan seç bir yer!"

Tabi bu söylemlerin bazıları ya sözel, ya da fiziksel şiddete dönüşebiliyor...

***

Bakın sağlık emekçileri kendilerini nasıl anlatıyor:

"Sağlıkçılar o kadar sahipsiz bırakıldı ki... Her gelen atını koşturuyor... Bu kadar aşağılanan, kendine yapılan hizmete bile tekme tokatla cevap verilen bir mesleğe bu öfkeniz neden?

Vatandaşlar deşarj olmak için hastaneye koşuyor. Stres topu da sağlıkçı..."

Sözün bittiği yer!

Bundan sonrasını siz yorumlayın artık.

Lale Akasoy-Yeni Dönem

Editör: TE Bilişim