Mobilya fabrikasında çalışan işçi, uzun yıllar “bally” olarak bilinen kimyasal yapıştırıcıyı tabancayla sıkarak sünger yapıştırma işinde görev yaptığını ileri sürdü. Bu süreçte geliştiğini belirttiği akciğer kanseri, kalp yetmezliği ve koroner arter hastalığı rahatsızlıklarının meslek hastalığı olarak kabul edilmesini talep ederek SGK aleyhine dava açtı.
Yerel Mahkeme Adli Tıp Raporuna Dayanarak Davayı Reddetti
Dosyaya giren Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda hastalıkların “mesleki değil” olduğu yönünde görüş bildirildi. Kayseri 7. İş Mahkemesi, bu rapora dayanarak davayı reddetti. İşçinin itirazı üzerine dosya istinafa taşınsa da istinaf mahkemesi ret kararını onadı.
Yargıtay: Rapor Gerekçesiz, Maruziyet Detaylı İncelenmeli
Kararı temyize götüren işçi açısından kritik değerlendirme Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nden geldi. Yüksek Mahkeme, “mesleki değil” yönündeki raporun gerekçeden yoksun olduğuna işaret ederek, işçinin kimyasal maddeye maruz kalma düzeyi, çalışma koşulları ve riskin somut biçimde ayrıntılı araştırılması gerektiğine hükmetti. Bu nedenle yerel mahkemenin verdiği ret kararı bozuldu.
Meslek Hastalığı Kabul Edilirse Hangi Haklar Doğuyor?
Kararda ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çerçevesindeki haklara dikkat çekildi. Buna göre hastalığın meslek hastalığı sayılması halinde işçi:
-
Sürekli iş göremezlik geliri alabiliyor,
-
Tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanmasını sağlayabiliyor,
-
Şartları oluşursa işverene karşı tazminat davası açabiliyor.




