Ancak bu mesele yalnızca bir bölgeyle sınırlı değil; Türkiye’nin dört bir yanında sağlık sistemini kaosa sürükleyen bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın genelgelerine rağmen hemşireler, uzmanlık alanlarının dışında görevlendiriliyor, usulsüz geçici görevlerle masa başı işlere yönlendiriliyor ve yasal dayanağı olmayan “koordinatör” atamalarıyla adeta bir yönetim karmaşası yaratılıyor. Bu durum, hem hasta ve çalışan güvenliğini tehdit ediyor hem de hemşirelerin mesleki onurunu ve motivasyonunu derinden yaralıyor.
Hemşireler, yoğun bakım ve acil servis gibi kritik birimlerde mevzuatta belirtilen hasta sayısından çok daha fazlasının sorumluluğunu üstlenmek zorunda bırakılıyor. Kadrosu hastanede olan hemşirelerin il ve ilçe sağlık müdürlüklerinde geçici görevlerle çalıştırılması, zaten kısıtlı olan iş gücünün verimsiz kullanılmasına yol açıyor ve hastanelerdeki personel eksikliğini daha da derinleştiriyor. Üstelik, hiçbir yasal zemini olmayan “koordinatör” atamaları, sahada görev yapan hemşirelerin iş yükünü artırarak hastanelerde yeni bir komuta zinciri oluşturuyor.
PDC doluluk oranlarının %94’lere ulaştığı hastanelerde hemşireler, aşırı iş yükü altında tükenmişliğe sürükleniyor. İzin talepleri, “İzin sadece yazın kullanılmaz” ya da “Biz de izne ayrılmıyoruz, siz de ayrılmayın” gibi akıl almaz gerekçelerle reddediliyor. Dahası, yöneticilerin “Bu hemşire uzun zamandır eline enjektör almadı” gibi bahanelerle personel ihtiyacına rağmen masa başı usulsüz görevlendirmelere devam etmesi, hemşirelerin onurunu zedeliyor, moral ve motivasyonlarını yerle bir ediyor.
Sağlık Bakanlığı, bu krize kalıcı ve akılcı çözümler üretmek zorundadır. Hemşirelerin alan dışı çalıştırılmasına ve usulsüz geçici görevlendirmelere derhal son verilmesi ile sahada nöbetten nöbete koşan hemşirelerin aidiyet duygusunu güçlendirecek, insani ve adil çalışma koşulları sağlanmalıdır. Görev tanımlarına uygun, güvenli ve destekleyici çalışma ortamları oluşturulmalı; hemşirelik mesleği hak ettiği saygıyı görmelidir. Sağlık personelinin tükenmişlikten kurtulması ve halkımızın kaliteli sağlık hizmetine erişebilmesi için Bakanlık acilen harekete geçmelidir. Sağlık sistemimizin geleceği, sorunlara göz yummakla değil, kararlı adımlarla kurtulabilir.
