İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde faaliyet gösteren ve 270 yıla aşkın geçmişe sahip olan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na yönelik büyük çaplı bir operasyon düzenlendi. Sağlık sektörüne ilişkin etik dışı uygulamaların odağına gelen haber, kamuoyunda güçlü yankı uyandırdı.

Operasyon kapsamında rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlamaları çerçevesinde hareket ediliyor. İddialara göre; hastane bünyesinde önemli bir görevde bulunan bir profesör, eczane hizmetlerinden sorumlu bir eczacı ve hastanenin idari işlerini yürütmede görevli bir tıbbi sekreter gözaltına alındı. Bu üç isim üzerinde, kurum içi atama süreci, farmasötik hizmetlerin yürütülmesi ve idari anlamdaki yetkilerin suistimali bağlamında yoğunlaşan iddialar var.

İncelemelerde, temin edilen ilaçların bir kısmının kimliği belirsiz yabancı uyruklu kişilere satıldığı da tespit edildi. Bu reçeteler SGK'ya fatura edildi ve kurumun 112 MİLYON TL zarara uğratıldığı belirlendi.

İçişleri ve sağlık denetim güçleri tarafından başlatılan soruşturmada, vakfın bazı bölümlerinde alınan hizmetlerin karşılığının usulsüz şekilde yönlendirilmesi ya da “komisyon” adı altında ödemeler yapılması gibi kayıt dışı işlemlerin olduğu yönünde bulgulara ulaşıldığı öğrenildi. Söz konusu işlemlerin; ilgili profesörün atama teklifleri, eczacı aracılığıyla gerçekleştirilen ilaç ve medikal malzeme alımları ile sekreterin idari süreci hızlandırma karşılığında sağladığı kolaylıklarla bağlantılı olduğu öne sürülüyor.

Vakfın yönetimi, iddiaların ortaya çıkmasının ardından kurum içi bir ön inceleme başlattığını duyurdu. Yapılan açıklamada, “Hastanemizin itibarını korumak adına tüm şikâyetler titizlikle değerlendirilmekte ve ilgili kişilerle ilgili gerekli tüm işlemler yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Ayrıca gözaltına alınan profesör, eczacı ve sekreter hakkında adli sürecin başlatıldığı belirtildi.

BASK’tan “Memurlara da İkramiye Verilsin”
BASK’tan “Memurlara da İkramiye Verilsin”
İçeriği Görüntüle

Sağlık sektöründe özellikle kamuoyunun yakından izlediği “şeffaflık”, etik kurallar, rüşvetin önlenmesi gibi kritik başlıklar açısından bu olay önemli bir işaret niteliği taşıyor. Bu kapsamda; başlıca anahtar kelimeler olarak “Balıklı Rum Hastanesi operasyon”, “görevi kötüye kullanma sağlık kurumunda”, “hastane içi rüşvet”, “profesör gözaltında”, “eczacı usulsüz alım” ve “tıbbi sekreter soruşturma” öne çıkıyor.

Özetle, köklü bir sağlık kuruluşunda yaşanan bu gelişme, hem kurum içi denetim mekanizmalarının önemini hem de sağlık camiasında yürütülen hizmetlerin kamu vicdanına uygun yapılmasının gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. İlgili sürecin nasıl sonuçlanacağı sağlık sektörü ve kamuoyu açısından yakından takip edilecek.