Rahim ağzı (Serviks) kanseri, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra en sık görülen kanser türüyken, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de görülme sıklığı açısından 10'uncu sırada yer alıyor. Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla hastalık hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Taha Takmaz, tarama ve erken teşhisle hastalığın tam tedavisinin mümkün olduğunu belirtiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her yıl 500 bine yakın yeni rahim ağzı kanseri tanısı konuyor. Rahim ağzı kanseri ağırlıklı olarak 50'li yaşlarda ortaya çıksa da son yıllarda genç kadınlarda görülme oranında da artış yaşanıyor.

‘Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı' kapsamında açıklamalarda bulunan DoktorTakvimi uzmanlarından Doç. Dr. Taha Takmaz, “Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı daha yüksek bir kanser türü olan rahim ağzı kanserinin ortaya çıkış nedeninin Human Pallioma Virüs (HPV) olduğu biliniyor. HPV bulaşması ve rahim ağzı kanseri gelişmesi açısından çok eşli olmak, erken yaşta cinsel ilişki, sigara içmek, bağışıklık sisteminin zayıf olması, genital organlarda sık enfeksiyon oluşması genel olarak risk faktörleri arasında sayılıyor” diyor.

Kanser Oranları Harekete Geçirdi: Ücretsiz Güneş Kremi Dağıtılacak! Kanser Oranları Harekete Geçirdi: Ücretsiz Güneş Kremi Dağıtılacak!

Genital siğillere dikkat

Cinsel yolla bulaşabilen ve yetişkinlerin neredeyse tamamının hayatları boyunca karşılaştıkları HPV'nin, hastalığın ortaya çıkışı ve yayılımında önemli bir rol oynadığını belirten Doç. Dr. Taha Takmaz, “HPV'nin 100'ü aşkın çeşidi olmakla birlikte, bunların çoğu zararsızdır. Vücut HPV ile karşılaştığında genellikle kişinin bağışıklık sistemi virüsü yok eder ve böylece kişi, HPV enfeksiyonu geçirdiğini fark etmez. HPV'nin bazı türleri ise genital siğillere neden olur ve bazıları da tedavi edilmediği takdirde kansere neden olabilir. DNA hücrelerinde değişime neden olarak, bunların kontrolsüz bir şekilde büyüyerek bulundukları bölgede kanser hücreli tümörler oluşturan, HPV'nin zararlı tiplerinin vücutta olup olmadığını anlayabilmek, Pap smear testine ek olarak, ileri düzey HPV DNA incelemeleriyle mümkündür.”

HPV'nin vücutta var olup olmadığının tespit edilmesinin, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret ettiği gibi, kanser teşhisini de kolaylaştırdığını söyleyen Doç. Dr. Taha Takmaz, “Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre, 30-65 yaş grubundaki her kadın beş yılda bir HPV testi yaptırmalı ve pozitif çıkan olgular Pap smear testi ile düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir. HPV testi ve smear alınması oldukça basit ve ağrısız işlemlerdir” diyor.

Hastalığın önlenmesindeki en etkili birincil koruma aşı

Rahim ağzı kanserinin, tarama ve erken teşhisle tam tedavisinin mümkün olduğunun, önlenmesi ve erken teşhisi için düzenli jinekolojik kontrollerin aksatılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Taha Takmaz, “Hastalığın önlenmesindeki en etkili birincil koruma aşıdır. HPV aşısı, cinsiyet fark etmeksizin 11 yaşından itibaren uygulanabilir. Cinsel hayatın başlangıcından önce aşının uygulanması tavsiye edilmekle birlikte, kişi cinsel yönden aktif olduktan sonra da her yaşta aşı yaptırabilir. Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanser türü olduğundan, HPV aşısına ek olarak, hastalıktan korunmak için, düzenli jinekolojik kontrollerin ve tarama testlerinin yaptırılması, sigara kullanımından uzak durulması, cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklara karşı tedbirli olunması ve güvenli cinsel ilişki konusunda farkındalık geliştirilmesi, spor ve sağlıklı beslenme gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları oluşturulması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi oldukça önemlidir” ifadelerini kullanıyor.

Editör: Sinan Yıldırım