Sağlık Liyakat-Sen Genel Başkanı olarak, bu durumu derin bir endişeyle takip ettiğimizi ve memurun haklarının sonuna kadar savunulması gerektiğine inandığımızı belirtmek isterim.

Kamu işçileri ile memurlar arasındaki maaş farkının giderek açılması, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 yılında ifade ettiği "en düşük memur maaşı, kamuda çalışan en düşük işçi maaşının altında olamaz" sözüyle çelişmektedir.

​Zam Polemiği ve Hükümetin Teklifleri

​Ağustos ayının başından beri dile getirdiğimiz üzere, kamu işçileri ile memurlar arasındaki aylık maaş farkı 22.500 TL seviyesindedir. Kamu işçisinin 2025 yılının ikinci yarısında alacağı 58.000 TL maaş ve ikramiyelerle birlikte aylık geliri 72.500 TL'ye ulaşmaktadır. Buna karşılık, en düşük memur maaşı 50.000 TL civarındadır.
​Hükümetin son teklifleri ise bu durumu daha da vahim hale getirmektedir. Kamu işçisine 2026 yılının ilk altı ayı için %11 zam teklif edilirken, memura %10 zam teklif edilmektedir. Bu teklif, en düşük kamu işçisinin maaşını 80.480 TL'ye çıkarırken, en düşük memur maaşını 55.000 TL'de bırakacaktır. Aradaki maaş farkı 25.000 TL'yi aşarak akla ve adalete sığmayacak bir boyuta ulaşmıştır.

​Memur-Sen'in Çelişkili Tutumu

​Yetkili konfederasyon olarak Memur-Sen'in bu süreçteki tutumu ise kabul edilemezdir. Başlangıçta 2026 yılı Ocak ayı için en düşük memur maaşına uygulanmak üzere taban aylık zammı, refah payı ve oransal zamlarla birlikte 77.500 TL talep eden Memur-Sen, hükümetin ilk teklifini açıklamadan önce bu rakamı 65.000 TL'ye revize etmiştir. Bu revizyon, memurun aleyhine 12.500 TL'lik bir kayba neden olmuştur. Hükümetin 55.000 TL'lik teklifi karşısında ise Memur-Sen'in müzakere edilemez dediği rakam, ne yazık ki kendi revize ettiği 65.000 TL'nin de altında kalmaktadır. Bu durum, hem memurların haklı beklentilerini karşılamaktan uzaktır hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüyle taban tabana zıttır.

Memur-Sen'in bu çelişkili tutumu, milyonlarca memurun haklı tepkisini çekmektedir.

​Memurların Grev Hakkı Var mı?

​Memur-Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın, hükümetin tekliflerinin müzakere edilemeyeceğini belirtmiştir. Ancak bu duruma karşı nasıl bir mücadele verileceği sorusu havada kalmaktadır. "Memurların grev hakkı yok" söylemi, yasal ve uluslararası normlar ışığında tartışmaya açıktır. Her ne kadar iç hukukta grev yasağına ilişkin örtülü hükümler bulunsa da, Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normları bu konuda farklı bir yaklaşım sunmaktadır. Anayasa'nın 90. maddesi, uluslararası anlaşmaları kanun hükmünde saymakta ve bu anlaşmaların anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağını belirtmektedir. Danıştay kararları da sendika eylemlerini haklı görmüş ve memurun iş bırakması önündeki engelleri kaldırmıştır. Dolayısıyla, memurların iş bırakma ve grev hakları mevcuttur ve bu haklar, uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmıştır.

​Sayın Ali Yalçın'a ve tüm sendika yöneticilerine çağrım şudur: Müzakere edilemez dediğiniz bu teklifler karşısında, memurların haklarını savunmak için somut adımlar atın. 1 milyon 100 bin üyenizin gücünü kullanın ve iş bırakma veya grev gibi meşru mücadele yollarını değerlendirin.
Memurlar, sadece sözde değil, fiiliyatta da haklarını aramak ve kazanmak istemektedir.
Bu haksızlığa karşı sessiz kalmayacağız.

İyi Bir Teklif Gelmezse Memurlar Pazartesi Günü İş Bırakacak
İyi Bir Teklif Gelmezse Memurlar Pazartesi Günü İş Bırakacak
İçeriği Görüntüle

​Saygılarımla,

Mehmet Demirel, Sağlık Liyakat-Sen Genel Başkanı.